SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

EYMAN VE’N-NUZUR BAHSİ

<< 3242 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الصَّبَّاحِ الْبَزَّازُ حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ أَخْبَرَنَا هِشَامُ بْنُ حَسَّانَ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ سِيرِينَ عَنْ عِمْرَانَ بْنِ حُصَيْنٍ قَالَ قَالَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مَنْ حَلَفَ عَلَى يَمِينٍ مَصْبُورَةٍ كَاذِبًا فَلْيَتَبَوَّأْ بِوَجْهِهِ مَقْعَدَهُ مِنْ النَّارِ

 

İmrân b. Husayn (r.a), Rasûlullah (s.a.v.)'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:

 

"Yalan yere; "masbûra" yemini üzerine yemin eden kişi.cehennemdeki yüz üstü kalacağı yerine hazırlansın."

 

 

İzah:

Ahmed b. Hanbel, IV, 436, 441.

 

"Masbûra" sözlükte; hapsedilmiş demektir. Çünkü sabr; hapis manasına gelir.

 

"Masbûra yemini", Kamus'da şöyle izah edilmektedir: "Üzerine yemin terettüp eden kişi o yemin sebebiyle hapsedilir ve yemin edinceye kadar ha­piste tutulursa, bu yemine "masbûra" denilir."[Asim Efendi, Kamus Tercemesi, II, 929.]

 

Aslında, hapsedilen yani masbûr olan; yemin değil, yeminin sahibidir. Fakat insan, bu yemin sebebiyle hapsedildiği için, mecazi olarak yeminin sı­fatı olmuştur.

 

İbnü'l-Esir, Nihaye'de; "Kim habs yemini ile ye­min ederse..." hadisindeki, sabr" ve, hadisindeki "masbûra" kelimelerini izah ederken şöyle der: "Yani kişinin ilzam edildiği ve onun yüzünden hapse atıldığı yemin. Bu yemin hü­küm cihetinden" sahibine lâzım (bitişik)dir. Her ne kadar aslında yemin sahi­bi habşedilir ise de, bu yemine masbûra denilir. Çünkü kişi o yemin yüzünden hapsedilmiştir. Dolayısıyla, yemin mecazi olarak haps ile vasıflanmış ve ona izafe edilmiştir."

 

Aynî de; bir sonraki hadisin, Buharî'deki rivayetinde bulunan; cümlesini izah ederken şöyle der: "Bu yemin kendisinin üzerine sahibinin ilzam edildiği.ve zorlandığı yemindir. O, sultanın, bir ada­mı yemin edinceye kadar bir yemin üzerine hapsetmesidir." Yine Aynî'deki ifadeye göre; Dâvûdî: Bu yeminin manasının; kişinin, insanların başlan üze­rine yemin edinceye kadar tutulması olduğunu söyler.

 

Bu ifadelerden anlaşılıyor ki; masbûra yemini; yemin etmesi gereken ki­şinin o yemini edinceye kadar hapsedilmesini icabettiren yemindir.

 

Hz. Nebi (s.a.v.), bu hadiste; hapsedildiği konuda yalan yere yemin eden kişinin Cehennemdeki yerinde yüzüstü kalacağını ifade etmektedir. Ter-cemeye "yüzüstü" diye geçtiğimiz terkibindeki "bâ" harfi cerri "ala" manasındadır. Bu terkibi, bizim terceme ettiğimiz manada değil de; "O ye­mini sebebiyle" şeklinde anlayanlar da olmuştur. O zaman cümlenin mana­sı; "O yemin sebebiyle cehennemdeki yerine hazırlansın" olmuş olur. An­cak bu mana sarihler tarafından pek tutulmamıştır.

 

Cehennemliklerin, cehennemdeki.yerleri şu anda mevcuttur. Hadiste be­lirtildiği üzere yalan yere yemin eden kişi, o yerinde yüzünün üzerinde sürü­nerek kalacaktır. Hz. Nebi (s.a.v.) bu manayı, emir siğasıyla "hazırlansın" şeklinde ifade etmiştir.

 

Yalan yere yemin etmenin, son derece günah olduğunu gösteren birçok hadis vardır. Bundan sonraki babda gelecek olan hadisler bunlardandır.